Umumi Bir İntikam - Bölüm III

Author: Luftwaffle
Published: 2018-08-13, edited: 1970-01-01

Part of the campaign:

Umumi Bir

İdeolojik olarak bize yakın olan Stahlpakt üyesi Romanya, yüzyıllardan beri düşman olduğu Macaristan'ı kesin bir şekilde yendi ve kendine bağladı. Ülkemizdeki Turancı entelektüeller Macaristan'ın yenilgisini Macarların Türklüklerini unutup asırlar boyunca Katolik kimliğini öne çıkarmalarına bağladılar. Ulusal aidiyetin dini aidiyetten daha yüce olduğu fikri Osmanlıcı aydınlar tarafından sertçe eleştirilse de bu ideolojik tartışma İstanbul'daki elit çevreleri birkaç gün meşgul edip eğlendirmek dışında pek bir etkiye sahip olamadı.
Londra Borsası'nın çökmesiyle zaten zayıf olan ekonomimiz daha da zarar gördü. İlk önceliğimiz bu durumu düzeltmek olmalı. Şayet ordumuzu güçlendirmek istiyorsak ekonomimizi kurtarmalıyız.
Ekonomik buhrandan süper güçler bile kaçamıyor. İngiliz Parlamentosunda İşçi Partisindeki radikallerin ekonomi politikaları konusunda Muhafazakarlar ile uzlaşmayı reddetmesi Hükumet'in etkisiz kalmasına neden oldu. Parçalanma tehdidiyle karşı karşıya olan İmparatorluğu kurtarmak için Kral VIII. Edward, ordunun da desteğiyle parlamentoyu feshetti ve kraliyet kararnameleriyle yönetime başladı. Resmi açıklamalarda kralın bunu rejimi korumak ve devrimcileri durdurmak için yaptığı söylense de İngiltere'de demokrasi bitmiş görünüyor.
Orta Asya'da ise Sovyet Rusya destekli Kazak Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti ve Hazar Ötesi Hükumeti olarak bilinen anti-Komünist Türk liderlerinin oluşturduğu federasyon arasında savaş başladı.
Büyük güçlerin dikkatleri ekonomilerinde olduğundan Almanya Avusturya'daki iç karışıklıklardan yararlanıp ülkeyi ilhak etti.
Sovyet destekli Kazaklar savaşı kolayca kazandılar. Önemli bir sayıda Müslümanın sosyalist yönetimlerin boyunduruğunda olmasından dolayı Sovyet Rusya "Sosyalizm'in Gelişimi için İslami Konsey" adıyla bir kurum kurdu. Resmi amaçları bir yana, bu konseyin Müslümanlar arasında sosyalizmi (özellikle Sovyet Rusya'da baskın olan "liberter sosyalizm"i) yayma amaçlı kurulduğu çok açık.
VIII. Edward'ın kontrolünde Britanya İmparatorluğu her açıdan köklü bir değişim yaşıyor. Ülkenin 19. yüzyıldan beri izlediği Avrupa'da güç dengesini koruma ve tarafsız olma ilkelerinin benimsendiği "Muhteşem İnziva" doktrininden dünyadaki artan gerilim sebep gösterilerek vazgeçildi ve daha müdahaleci bir tutum benimsendi.
Son gelişmelerden sonra Avrupa'daki ittifaklar.
İtalya Panfilia adını verdiği Anadolu'daki topraklarını askeri açıdan kuvvetlendiriyor. Bu durum İtalya'nın bu toprakları diplomatik yollarla bize vermesinin düşük ihtimalli olduğunu gösteriyor. Eğer hak iddia ettiğimiz toprakların tamamını almak istiyorsak büyük bir gücün desteğini almamız gerekiyor gibi gözüküyor.
Büyük güçler ekonomik krizi ortak bir şekilde çözmek amacıyla Londra'da toplandı.
Süper güçler uğraşadursun, biz ekonomik açıdan toparlanmak üzereyiz. Devletin ağır müdahaleleriyle ekonomimiz kriz öncesi durumdan da daha iyi bir noktaya gelmiş bulunuyor.
Siyasi sistem üzerinde mutlak egemenlik sağlamaya çalışmaktansa ekonominin üzerine giden Hüseyin Nihal hem ülkeyi güçlendirdi hem de kendi itibarını artırdı ve kendisine Meclis tarafından "Başbuğ" unvanı verildi. Ülkenin anayasasını ve yönetim felsefesini kendi ideolojisine göre şekillendirmek için henüz ordudan ve Osmanlı hanedanı destekçilerinden yeterince desteklenmediğini bilen Başbuğ bu konuları muallakta bırakmaya karar verdi. Bu meseleler hakkında kendisine sorulduğunda bunların uzun dönem sorunlar olduğunu, kısa dönemdeki en önemli sorunun ise Türk milletinin var olma mücadelesi olduğunu belirtiyordu. Belirsiz hukuki ve siyasi durum ülkenin birden çok bayrağı ve adı olmasına neden olmuştu. Hem Osmanlı hem de Turancı bayrağı kullanılıyordu. Turancılar ve Kemalistler ülkeye "Türk Devleti", Osmanlıcılar ise "Osmanlı Devleti" diyorlardı. Devleti yöneten Hüseyin Nihal'in unvanı ise resmi belgelerde bile "Başbuğ" olarak belirtiliyor, "Sadrazam" kullanılmıyordu. Daha da tuhaf bir şekilde bazı Turancı ve Kemalist gazeteler Osmanlı elifbası yerine Latin alfabesi kullanmaya başlamışlardı. Valkist Türkçü basımlarda okur yazarların dahi anlayamadığı Orhun Alfabesi'nde parçalar bile yayımlanıyordu! Başbuğ bu denli bölünmüş siyasi grupları ordunun ve ekonominin güçlendirilmesi ve kaybedilmiş toprakların geri alınması amaçlarında birleştirebilmişti; devlet gündemi yalnızca bu konulardan oluşturuluyordu.
Askeri gücümüzü artırmak ve Stahlpakt'la yakınlaşmak için Almanya'dan askeri destek istedik. Kabul ettiler.
Akdeniz'i kendi gölü yapmak isteyen ve gittikçe agresifleşen İtalya'nın sözü pratikte uydu devleti olan Arnavutluk'a bile geçmiyor! Muhtemelen Almanya'dan esinlenerek Arnavutluk'un ilhakını talep eden İtalya, cevabını savaş ilanı olarak aldı.
Gittikçe otoriterleşen ve agresifleşen İngiltere, zaten politik olarak çıkar çatışması yaşadığı Fransa ile ideolojik bir mücadeleye de başladı. Kralın kontrolsüz gücü ve sömürgeler üzerindeki sıkı kontrolü ile İngiltere eski emperyal düzenin bir temsilcisi haline gelirken Fransa ise kendini demokrasinin meşalesi gibi göstermeye çalışıyor.
Dünya'da gerilim yükseldikçe Türkiye gibi küçük devletler büyük güçlerin tepkisine maruz kalmadan hareket edebilmeye başladı. Başbuğ, Sevr Antlaşması'nı bozmasına rağmen İstanbul'un yeniden askerileştirilmesini emretti ve askere alımı artırdı. Şehre Çöl Kaplanı Fahrettin Paşa komutasında 6. Piyade Tümeni girdi. Aynı zamanda donanmanın tamamı ve hava kuvvetlerinin bir kısmı da İstanbul'a gönderildi. Bu olay dağılmış bir devlet olarak görülen Türk Devleti'nin itibarını artırdı.
Ciddi bir tepkiyle karşılaşmayan Başbuğ bir adım daha ileri gitmeye ve Sevr Antlaşmasıyla haksız bir şekilde Ermenistan'a bırakılmış olan Trabzon'u geri talep etmeye karar verdi. Ermenistan'ın reddetmesi halinde çıkacak savaşı yönetmesi için Fevzi Paşa'yı atadı. Ermenistan ve Gürcistan Tiflis Paktı adını verdikleri bir ittifak içindeler.
Kazım Paşa'nın komutasında olan, piyade ve dağcılardan oluşan 1. Ordu, sayıca daha üstün düşmana karşı savaşmaya hazır.
Ermenistan, Gürcistan'la olan ittifakına güvenerek talebimizi reddetti ve savaşı seçti. Düşmanın tümen sayısı bizimkinin neredeyse iki katı kadar ama Başbuğ'un zafere olan inancı tam. Karşımızda sosyalizm ve demokrasi gibi harsı zayıflatan ve milleti ayrıştıran ideolojilere inanmış aşağı uluslar var. Baskı altındaki Türkleri kurtarmak, bu düşman ulusları yok etmek ve onları Türklük ile aydınlatmak bizim sorumluluğumuz. (Führerreich evreninde aşırı milliyetçilik bilimsel ırkçılık yerine kültürel saflığı temel ediniyor. Genetik üstünüğü bozan aşağı ırklar yerine milli bilinci yozlaştıran din gibi olgular yok edilmeye çalışılıyor. Tabi bu saf Valkist düşünce. Atsız'ın Turancıları ise oyunda Milliyetçi Populist olduğundan onların da bu düşüncelerden etkilendiğini ama tamamen de kabul etmediklerini varsayıyorum.) Kemalistlerin İkinci Kurtuluş Savaşı, diğer grupların ise Kutlu Savaş olarak adlandırdığı savaş soununda başladı.
Her ne kadar düşmana karşı beklenmedik derecede iyi sonuçlar alsak da dış destek savaşı oldukça kolaylaştıracak gibi görünüyor. Stahlpakt'a üyelik başvurusunda bulunuyoruz. Cihan Harbi'nde de Almanya ile ittifak içinde olduğumuz ve kaybettiğimiz halen akıllarda olduğu için Başbuğ bunu tam bir ittifaktan çok temkinli bir dayanışma olarak görüyor.
Kendi sınırlarının ötesine de müdahale edebileceğini göstermek isteyen Almanya ise talebimizi hemen kabul ediyor.
Son gelişmelerden sonra Avrupa'da ittifaklar.
Stahlpakt'ın yanımızda savaşa girmesine cevap olarak "demokrasi"nin ve yozlaşmış milletlerin koruyucusu Fransa Tiflis Paktı'na "gönüllü" birlikler gönderiyor. Doğrudan savaşa dahil olamayan Fransa da bu denli korkak işte.(Not: Hamburg Komünü ile olan savaş bir bug.)
Savaşın son hali. Sınırlarda neredeyse bir değişiklik olmamasına rağmen biz 16.000, düşman ise 294.000 kayıp vermiş... (Not: Yapay zeka organizasyonu ve mühimmatı yerle bir olana kadar dağlardaki birliklerime durmadan saldırıyor ve kaybediyor. Bunu bir bug olarak da görebiliriz düşmanın kendine çok güvenmesi ve askeri kabiliyetsizlik olarak da ama yaklaşık 300k asker kaybettikten sonra durmamak da biraz tuhaf.)

Check out another AAR:

Game: Other games

THE OFFICIAL CIVILIZATION BATTLE ROYALE X POWER RANKINGS: EPISODE 24

Images: 48, author: Gragg9, published: 2019-12-02